
Sadece elleri, kulakları, ayakları değil yüreği de üşüyordu hatta en çok da yüreği üşüyordu. Sevmenin, sevilmenin, aşkla sevişmenin, bir kadının bedeninde ve ruhunda kendi varlığını eritmenin ne demek olduğunu unutalı kaç sene olmuştu sahi? Kimisi için artık elli yaşında, tedavülden kalkmış bir adamdı ama neyi değiştirirdi ki bu? Fiziksel görüntünün aksine, yaşlandıkça değişmiyordu ruh, yok olmuyordu duygusal ihtiyaçlar.
Havanın iyice ayaza çektiği, kar tanelerinin irileştiği bu 14 Şubat akşamı, kuru koltuğuna kendini atmak için yaklaşık bir saattir çabaladığı sarı araç nihayet önünde durdu ancak pek sevinemedi. Yıllardır çok alışkın olduğu, aynı boktan histi bu: Bir şeyi, birini o kadar çok beklerdi ki, vuslat ânı geldiğinde artık niçin beklediğini unutmuş olur ve sevinemezdi. Şu İstanbul trafiğinde, kim bilir kaç saatten beri direksiyon sallamakta olan, hayatından bıkmış, hayatta kalmaya çabalamaktan tükenmiş adama, “Nişantaşı’na lütfen,” dedi çekinerek. Güne dair vıcık vıcık sevgi gösterilerine tanık olmaktan iyice bunaldığından, göğe çevirdi gözlerini. Yuvarlak, kocaman bir Vakfıkebir ekmeğine benziyordu ay ve o sadece sevgi istiyordu. Sonra unuttuğu bir şeyi, olmadık anda aniden hatırlamış gibi parladı gözleri. Sol kolunun altındaki sırılsıklam çantasından gözlüğünü, tükenmez kalemini, yapışkanlı not kâğıtlarından birini gülümseyerek çıkardı ve önündeki koltuğun başlığına tutturdu yazdığını: “ASKIDA SEVGİ… 0 531 …”
3 Şubat 2022 Perşembe
1974, Ankara doğumluyum. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden 1997 yılında, İstanbul Üniversitesi İspanyol Dili ve Edebiyatı bölümünden ise 2018’de mezun oldum. Yüksek lisansımı Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında yaptım. İngiltere, İspanya ve Arjantin’deki çeşitli dil okullarında eğitim aldım. 2017 yılında Cambridge Üniversitesi’ne giderek İngiliz edebiyatının farklı dönemleriyle ilgili derslere katıldım. Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından düzenlenen editörlük, düzeltmenlik ve lektörlük programlarını tamamladım. 2001’den beri öğretim görevlisi olduğum Marmara Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulundaki görevimi sürdürmekteyim. Ayrıca, üç Javier Cercas romanına ve Mary Renault tarafından kaleme alınan “Büyük İskender Üçlemesi”ne emek vermiş bir çeviri editörüyüm. Kurucusu olduğum Kitap Kurtları Kulübü ile ilgilenmeyi ve gerek kendi edebiyatımızdan gerekse dünya edebiyatından isimlerle yaptığım röportajları, yazdığım denemeleri blogumda paylaşmayı seviyorum.
Kendimle ilgili, öz geçmişimde yer alan nesnel bilgiler bunlar. “Ben kimim?” sorusuna vereceğim öznel cevaplarım ne derece doğru olur, taşıdığım etiketlerin kaçını burada bir çırpıda sıralayabilirim, bilmiyorum. Dolayısıyla sadece şunu ekleyip konuyu kapatmayı yeğliyorum: Okumayı, yazmayı, araştırmayı, öğrenmeyi, sorgulamayı, seyahat etmeyi seviyorum ve bazı insanlara rağmen hâlâ “insan” kalmaya çabalıyorum.
41 Yorum
20 Temmuz 2022
İnsan ne kadar yaşlansa da Ruhu daima dingindir. Hayal kurmadan duramaz. Sevgiyi Askıya almak. Yaşantımız boyunca neleri Askıya almadık ki. Sevmek ve sevilmek mutlulukların en güzeli deği mi. Her şeyi alabiliriz bel ki ama Sevgiyi asla. Sevginin olduğu yerde hayat vardır.
Her zaman’ki gibi harika bir yazı okudum. Yüreğinize, emeğinize, kaleminize sağlık. Sizi tebrik ederim. Sevgiler gönderiyorum.
Her okuduğum yazında ruhumun derinlerindeki sakli köşelere dokunduğun doğrudur. O nedenle bir sonraki yazıni da hep heyecanla bekliyor oluyorum. Cok özel yüreğine kalemine gönlüne sağlık Cigdem’cim.
Aşk durdukça dönüyor bu dünya…yaşanılır hale geliyor…insanın içine işliyor üslubun, Çiğdemim ❤️Kalemine, yüreğine sağlık…
Kısa ve öz.. Sözcük ekonomisine güzel bir örnek.. Sözcük az, anlam çok…Eline, yüreğine,. beynine sağlık.. Askıda sevgi, güzel bir çözüm gibi görünüyor.. Alıcısı kim olur? Kim bilir!
Sevgiler..
Kalemine sağlık Çiğdemcim, yine etkileyici ve farkli anlatim tarzini konuşturmuşsun
Her zamanki gibi tadı damakta kalan, enfes bir hikaye olmuş. Canım hocam bir sonrakini heyecanla bekliyorum
Aşkın yaşı mı olur haydi oradan! 50-60-70 fark etmez Paylaşmalı insan aşkı da sevgiyi de Askıda Aşk işte budur Kalemine sağlık Çiğdemciğim yine döktürmüşsün
“Yuvarlak, kocaman bir Vakfıkebir ekmeğine benziyordu ay “…
Nasıl hoş bir benzetme
Çok güzel bir anlatım ve tasvir yeteneğin var Çiğdem’ciğim. Yüreğine sağlık ❤
Kalemine sağlık Çiğdemcim. 14 Şubat ile ilgili düşüncelerime harika bir anlatımla tercüman olmuşsun
Çiğdem hanım, akıcı olduğu kadar vurgulayıcı ,ayrıntıları da gören bir yazınız var. Gönül sazımi yine titrettiniz.Arkadaşlığını dostluğa evriltmek istediğim bir hanıma yazınızı gönderdim…Askıda beklemesine sabredebilirsem ve kalıpları mı kırabilirsem bir gün sizleri tanıştırabilirim.
Böyle kısacık bir hikayede bile;duygularımızda deprem yaratabilme yeteneği!..
Çiğdemciğim
Yazıların yıllandıkça lezzeti artan şarap gibi…
Beyninin kıvrımlarında demlenen duygularından daha neler paylaşacaksın merakla bekliyorum.
Endüstri dünyayı sadece formel olarak dönüştürmekle kalmıyor bu idrak edilmeli aksi halde “tüketirken tükenirsin”.
Dünyanın travmatik bu sorununa bir toplu iğne ucuyla naif bir şekilde dokunmuş yazın , kutlarım.
Değerlisin.
Hikaye kısa da olsa; adamın yanlizligini derinden hissettim.. hem yanlizlik hem de umut iki vurgu da cok güzel işlenmiş. Askıda sevgi… İşte asıl bomba! bayıldım. Tebrik ediyorum canigönülden
Nefisss olmuş yine❤️
Askıda sevgi …
Aklını ve kalemini alkışlıyorum ve ilgiyle bekliyorum sıradaki hikayeyi Çiğdemcim.
Unutmuyoruz, sadece bir örtü çekiyoruz her yasanmisliga.
İnsanlar artık sevgiye o kadar hasret ki günümüzde ilgi alaka neredeyse artık sıfır herkes barut fıçısı, kalemine sağlık canım
Bazen birşeyleri anlatmak için bir sözcük bile yeter ya, öyle bir yazı olmuş. Kısacık bir yazıda yaşamı anlatmışsın can kızım. Dilini çok seviyorum ve okurken çok keyif alıyorum.
Öyle günlere geldik ki, sevgi, saygı, daha doğrusu insanlık kalmadı. Sadece ve sadece insanlar egolarını, ihtiraslarını bastırmak için, daha doğrusu kendilerine tatmin için. Söz de sevgi, saygı, hoşgörü içindeler… Aslın da, özüne bakıldığın da, ne sevgi, ne saygı, ne de hoşgörü var. Sadece ve sadece ben yaptım oldu var. Bu insanlarımızın son zamanlardaki en büyük ayıplarından biri. O nedenle sevgi, saygıyı, hoşgörüyü daha doğrusu, insanlığı askılar da arıyoruz. Ne kadar kötü, ne kadar büyük bir kayıp. Bunu Yazın da basit, fakat vurgulayıcı bir şekil de, gayet güzel anlatmışsın. Eline gönlüne kalemine sağlık. Yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum. İyi sağlıklı, güzel günler umudumla….
Harika Çiğdem’ciğim, yine devamı olsa neler olurdu diye düşündürdüğün ilham verdiğin yazılarından biri olmuş. Bak benim aklıma “askıda sevgi” diye üç nokta olduğunda aklıma neler geldi; yazar burada ya ununu elemiş eleğini asmış bir kalp yorgunluğunu anlatmış, ya da benzerlerinden hiç farkı olmayan adam, kendisini farkedecek ihtiyaç sahibi diğer kalbi kırmadan incitmeden arar olmuş.
Eline sağlık.
Ciğdem, yine harika bir yazı olmuş. Kısacık ama vurucu! Bu yazının esin kaynağını çok merak ettim şimdi. Aklımda birisi var ama neyse:)
Çiğdemcim kalemine sağlık. Çok güzel bir anlatım olmuş. Askıda SEVGİ….
Yüreğinize, elinize sağlık. Tadı damakta kalan,okurken ister istemez ,insanın yüzüne tebessüm konduran,muhteşem bir yazı olmuş.Kaleminiz hiç tükenmesin inşallah. Tebrikler
Askıda Sevgi sevdim bu cümleyi birazda hüzünlendim büyük şehrin yalnızlığı na ilaç gibi devamı gelecek gibi aradım çok güzel anlatmışsın kalemine sağlık
Bu kadar kısa bir yazı ile bu kadar çok şeyi anlatabilmek, herkesin harcı değil.Ne güzel resmetmişsin anı.
“Askıda aşk” yaratıcıkta son nokta olsa gerek.
Kaleminize sağlık
Yine içimiz ısındı:)
Askında sevgi ❤️❤️❤️
Sıcacık duygular hissettiren, güzel bir yazı Çiğdem’ciğim, yüreğine, kalemine sağlık…
Çoook güzel ne güzel anlatmışsın
Bu guzel düşüncen ve yüreği guzel ol hiç bır zaman yalınız deyıldır Kübra hanın çok guzel yazmısın teşekkür ediyorum
Eee devamı????
Bir keyif başlıyorum okumaya hemencecik bitiyor
Çaresiz sanılan bir yalnızlığın bile çıkış bulacağı yollar illâki vardır ; yeter ki inançla çözüme odaklansınlar Kutluyorum Çiğdemciğim , kaleminden akan her duyguyu
Başı yalnızlık, ortası umut, sonu mizah bir yazı olmuş. Yüreğine sağlık belki devamı da gelir
Askıda Aşk askıda yani beklemede.Çok güzel.Evet her okutan kendinden illa’ki bir şeyler bulacaktır, şiirlerde olduğu gibi. Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Maddi dünya insanı işte. Çok güzel anlatmışsın Çiğdem ciğim.
Daha dün yaş almışken şimdi bu yazıyı okuduktan ya karışık duygulara büründüm….
Oyyy harika
Yalnızlık çeken her yaş gurubuna hitap eymilsin aslında Çiğdemcim
Yine her zamanki gibi tadı damakta bırakıp ya keşke devamını okuyabilseydik dedirten muhteşem bir hikaye olmuş yüreğine sağlık
Askıda sevgi! Askıda ekmek/kahvenin bile pek tutulmadığı, yaygınlaşmadığı bir kültürde askıda sevgi aramak romantik bir rüya herhalde.
not: “Kimisi için artık elli yaşında, tedavülden kalkmış bir adamdı ” burası hoşuma gitti. Keşke elli olsaydım 🙂
Ne güzel bir yazı yalın akıcı bir Türkçe…
Kutluyorum seni güzel kardeşim.
Heyecanla bekliyorum tüm yazdıklarını. Sevgiler
cok guzel öz hersey var herkes kendinden bir şey bulur